Başbakan Binyamin Netanyahu’nun basın ofisi, Ben-Gvir’in sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında düzenlediği ve büyük tepki çeken Mescid-i Aksa baskını hakkında yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Mescid-i Aksa’daki “statükonun” değişmediği vurgulanırken, Ben-Gvir’in “provokatif girişiminin” normal görülmesi dikkati çekti.
Daha önce başka İsrailli bakanların da kutsal mabedi ziyaret ettiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Başbakan Binyamin Netanyahu, Tapınak Dağı’ndaki (Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya verdikleri isim) statükoyu hiçbir değişiklik olmaksızın katı bir şekilde korumaya kararlı. Hamas’ın diktelerine boyun eğmeyeceğiz. Statüko altında, son yıllarda başka bakanlar, Kamu Güvenliği Bakanı (şimdiki adıyla Ulusal Güvenlik Bakanlığı) Gilad Erdan da dahil olmak üzere Tapınak Dağı’na çıktılar; bu nedenle statükoda değişiklik yapıldığı iddiası temelsizdir.”
ARAP BİRLİĞİ’NDEN TEPKİ
Arap Birliğinden yapılan yazılı açıklamada, baskın kınandı. Bunun, Müslümanların ilk kıblesine saldırı olduğu ifade edilen açıklamada, atılan adımın; Filistin, bölge ve dünya barışına yansımalarının sorumluluğunun Netanyahu hükümetine ait olduğu kaydedildi.
Suudi Arabistan: Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu “provokatif uygulamalar” kınandı.
Filistin halkının yanında durdukları ve bağımsız devletlerini kurma çabalarının desteklendiği aktarılan açıklamada, İsrail makamlarının barış çabalarını baltalayan ve kutsallar konusunda uluslararası ilkelerle çelişen uygulamalarından üzüntü duyulduğu ifade edildi.
BAE: BAE Dışişleri Bakanlığının yazılı açıklamasında da baskın şiddetle kınandı. Mescid-i Aksa‘ya tam koruma sağlanması, tehlikeli ve provokatif ihlallerin durdurulması gerektiği konusunda ülkenin “kararlı duruşuna” değinilen açıklamada, İsrail’e gerginliği azaltma ve tansiyonu yükselten adımlardan kaçınma çağrısı yapıldı.
Mısır: Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise yaşanan olaydan “kaygı” duyulduğu kaydedildi.
Kudüs’teki tarihi ve hukuki konumu ihlal eden tek taraflı uygulamaların reddedildiği belirtilen açıklamada, bu uygulamaların, işgal altındaki topraklar ve bölgenin güvenlik ile istikrarına, barış sürecinin geleceğine olumsuz etkileri konusunda uyarılarda bulunuldu.
Açıklamada ayrıca tüm tarafların, gerginliği tırmandıracak her türlü eylemden kaçınması istendi.
Kuveyt: Kuveyt Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada baskını şiddetle kınadı.
Baskının, “Müslümanların duygularını provoke ettiği, uluslararası kararlara da aykırı olduğu” kaydedilen açıklamada, uluslararası topluma İsrail’in ihlallerini durdurmak için hızlı ve etkili biçimde harekete geçme çağrısında bulunuldu. Açıklamada, ihlaller nedeniyle yaşanabilecek gerginliğin sorumluluğunun İsrail’e ait olduğu vurgulandı.
Katar: Katar Dışişleri Bakanlığı da baskını şiddetle kınayan açıklamada bulundu. Yapılanın, “uluslararası hukukun açık bir ihlali” şeklinde değerlendirildiği açıklamada Katar, İsrail’i “gerginliği tırmandırdığı politikası” konusunda uyardı.
Açıklamada, Mescid-i Aksa‘nın dini ve tarihi konumuna saygısızlığın, sadece Filistinliler değil, dünyadaki milyonlarca Müslümana da “saldırı olduğu” kaydedildi.
FİLİSTİN’DEN PEŞ PEŞE TEPKİLER
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa baskınını tüm Filistin halkının duygularına karşı bir “meydan okuma” olarak niteleyerek, İsrail’in tüm uluslararası anlaşmaları ve yasaları ihlal ettiğini belirtti.
Iştiyye ayrıca, Filistin halkına Mescid-i Aksa‘yı bir Yahudi tapınağına dönüştürmeyi amaçlayan bu tür saldırılara karşı koyması çağrısında bulundu.
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail’in Müslüman ve Hristiyanların kutsal mekanlarına yönelik “provokasyonlarını sürdürmesinin” gerilimi tırmandırdığını kaydetti.
Filistin halkı ve kutsal mekanlara yönelik ırkçı politikaların sonuçlarından İsrail’in sorumlu olduğunu aktaran Ebu Rudeyne, İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa‘nın statükosunu değiştirme girişimlerini reddettiklerini dile getirdi.
FİLİSTİNLİ GRUPLARDAN MÜCADELENİN GÜÇLENDİRİLMESİ ÇAĞRISI
Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa‘ya düzenlediği baskının ardından Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDHKC), Ahrar Hareketi, Halk Direniş Komiteleri, Mücahidler Hareketi başta olmak üzere Filistin direniş grupları, Gazze’de basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında Filistinli gruplar adına konuşan Ahrar Hareketi Genel Sekreteri Halid Ebu Hilal, “Halkımızı ve Batı Şeria’daki direniş güçlerini, Mescid-i Aksa‘nın savunulması için işgalcilerle mücadeleyi güçlendirmeye ve çatışmaların tırmandırılmasına çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ben-Gvir’in bu korkakça girişiminin Filistin halkının, Arap ve İslam aleminin duygularını provoke ettiğini ve gerginliğin tehlikeli bir şekilde tırmandırılmasına neden olduğunu söyleyen Ebu Hilal, şunları kaydetti:
“İşgalciler, sahadaki gerçekleri değiştirmeyi başaramayacak. Kudüs, Arap ve İslam kimliğini sürdürmeye, işgalcilerle çatışmanın odak noktası olarak kalmaya devam edecek.”
İsrail’i halka, Müslümanların ve Hristiyanların kutsallarına yönelik saldırılardan, Ben-Gvir’in baskınının sonuçlarından İsrail’i sorumlu tutan Ebu Hilal, Batı Şeria ve Kudüs’teki Filistinlileri, “Siyonist planları bozmak için Mescid-i Aksa‘ya daha sık gitmeye ve nöbetlerini artırmaya” çağırdı.
Filistin yönetimine “halkı koruma ve işgalin saldırganlığını dizginleme görevini yerine getirmek için güvenlik koordinasyonunu durdurması ve Batı Şeria’daki direnişten elini çekmesi” çağrısında bulunan Ebu Hilal, İslam alemine, alimlerine ve halklarına “Aksa‘ya karşı sorumluluklarını üstlenme” ve “İsrail ile her türlü normalleşmenin durdurulması” çağrısında bulundu.
BEN-GVİR’İN PROVOKATİF AKSA BASKINI
Provokatif eylemleriyle tanınan İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sabah İsrail polisinin yoğun koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif’e girmişti.
Arap ve Filistinlilere yönelik ırkçı ve ayrımcı politikalarıyla bilinen “Yahudi Gücü” partisi lideri Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa’ya giren görevdeki ilk İsrailli Bakan oldu.
Baskına, Filistin yönetiminin yanı sıra, Türkiye’nin de dahil olduğu çok sayıda ülke ve kurumdan tepki açıklamaları gelmişti.
Yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Ben-Gvir, Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış anlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Ancak Yahudiler, İsrail’in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi örgütlerinin girişimleriyle, 2003’ten bu yana İslami Vakıflar İdaresinin izni olmadan polis eşliğinde kutsal mabede giriyor. (AA)